Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı’nın Emekçileri İftar Buluşması” Programında işçi ve işverenlerle bir araya geldi.
Programda konuşma yapan Bakan Işıkhan, konuşmasına Ramazan-ı Şerif’i tebrik ederek, bu mübarek günlerin İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini dileyerek başladı.
Çalışma hayatının üçlü sacayağı denilen çalışan ve üreten Türkiye’nin kararlı yürüyüşüne destek veren tüm paydaşlarla birlikte aynı sofrayı paylaştıklarını belirten Işıkhan, “Bizler birbirine karşı olan değil, aksine birbirini destekleyen, birlikte büyüyen ve birlikte yürüyen bir mekanizmanın adeta dişlileri gibiyiz. Bizi, ulusal ve küresel hedeflerimize ulaştıracak esas kaynağımız işçisiyle, işvereniyle, yatırımcısıyla, üreticisiyle, kamu ve sivil toplum kuruluşlarımızla tek bir nihai hedefe kilitlenmiş olmamızdır. Bu nihai hedef de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı vizyonudur” diye konuştu.
Bakan Işıkhan, bugün uzaya astronot gönderen, kendi stratejik silahını, uçağını, gemisini, arabasını yapabilen, tam bağımsız milli kalkınma yolunda her türlü imkâna sahip güçlü bir Türkiye’nin ve sağlam bir iradenin varlığına değinerek, “Türkiye Yüzyılı sadece teknolojik ve ekonomik açıdan değil aynı zamanda toplumsal dayanışma duygusuyla inşa edilebilecek bir gelecektir. Bizler de çalışma hayatının paydaşları olarak tıpkı burada aynı sofrada bulunduğumuz gibi Türkiye Yüzyılı yolculuğumuza birlik ve dayanışma içinde devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Bu Yıl İçinde Çalışma Meclisi’ni Toplayacağız”
Çalışma hayatının çok taraflı, çok paydaşlı ve çok kültürlü bir yapıya sahip olduğuna dikkati çeken Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir tarafta alın terleriyle, emekleriyle, fiziki ve fikri güçleri üretken emekçilerimiz; bir tarafta sermayeleriyle, ürettikleri katma değerle milyonlarca insanımızın hanesine gelir sağlayan işverenlerimiz; bir tarafta da sosyal devlet anlayışıyla hak ve adalet odaklı politikalarla çalışma hayatını dengede tutan hükümetimizin temsil ettiği kamu tarafı var. Kamu tarafı olarak bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çeyrek asra yaklaşan hizmet süremiz boyunca hem yapısal anlamda hem de reform niteliğinde sayısız adımlar attık. Bugün de çözülemez denilen, kangren olmuş sorunları cesaretle ele alıp bir bir çözüme kavuşturmak için çalışıyoruz. Bu süreci de çalışma hayatını ilgilendiren her konuyu da paydaşlarımızla istişare ederek gerçekleştiriyoruz. Başarımızın sırrı da tam olarak burada yatmaktadır. Zira muhattabını dikkate almadan, tepeden inme yapılan her reformun, her büyük değişikliğin başarısız olacağını düşünmekteyiz. Bu anlayışla göreve geldiğimizden itibaren sosyal diyalog mekanizmalarını hızla devreye alarak kısa süre içerisinde Üçlü Danışma Kurulunu, Kamu Personeli Danışma Kurulunu ve Ortak Paylaşım Platformunu gerçekleştirdik. İnşallah bu yıl içinde de Çalışma Meclisi’ni toplayacağız.”
“Bir Ay Gibi Kısa Bir Sürede 50 Bine Yakın Kadının İstihdam Edilmesini Sağladık”
Bakan Işıkhan, çalışma hayatını dünya ile rekabet edebilecek şekilde geliştirmek ve güçlendirmek için yoğun bir şekilde çalışmalara devam ettiklerini aktararak, “9 Şubat’ta Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde İş Pozitif Kadın İstihdam Programını başlatmıştık. Bir ay gibi kısa bir sürede 50 bine yakın kadının istihdam edilmesini sağladık. İnşallah bu sayı her geçen gün katlanarak artacaktır” dedi.
25 yıl önce memuruna maaş ödeyemeyecek duruma düşen bir Türkiye olduğunu hatırlatan Işıkhan, şunları kaydetti:
“Bugün, hayal bile edilemeyen ek göstergeleri memuruna veren bir Türkiye var. 25 yıl önce maaş kuyruklarında hayatlarını kaybeden, ilaç kuyruklarında çile çeken emeklilerimiz vardı. Bugün, isteyen emeklilerimize maaşını evine kadar götüren, gelip evinde tedavi eden en modern hastanelerde hizmet sunan bir Türkiye var. Hastaneye acile gittiğinde canından önce sosyal güvencesi sorulan, cenazeleri hastanede rehin kalan, cenazesini alırken bile yakınlarına senet imzalatılan bir sosyal güvenlik sistemimiz vardı. Yüksek katkı payları yüzünden ilaç alamayan yeşil kartlılar vardı. Bugün, Sosyal Güvenlik Reformuyla, 85 milyon vatandaşının tamamını Genel Sağlık Sigortası kapsamına alan ve ayrım yapmadan herkese en ileri düzeyde hizmet sunan bir Türkiye var. 25 yıl önce kamu işçisinin hak ettiği ikramiyesini ödeyemeyen bir Türkiye vardı. Bizler, Türkiye Yüzyılı vizyonuna erişmek için ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışıyla kamu hizmetlerimizi; işçi, memur, emekli, işveren, genç, yaşlı demeden herkese eşit şekilde sunmaya devam ediyoruz.”
Programa TİSK Genel Başkanı Özgür Burak Akkol, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çeşitli işkollarından işçiler katıldı.