ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ YENİDEN 'ŞABAN TAT' DEDİ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ YENİDEN

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ YENİDEN 'ŞABAN TAT' DEDİ

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şube Hizmet Binası’nda hafta sonu genel kurul ve seçimler olmak üzere iki gün gerçekleştirilen 15. Olağan Genel Kurulda Şaban Tat üyelerin oyuyla başkan oldu. Divan Başkanlığını EMO eski Oda Başkanı İlhan Metin gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Genel Kurul’a geçildi. Genel Kurula, EMO Genel Başkanı Bülent Pala, Muratpaşa Belediye Başkan Vekili Hüseyin Sarı ve üyeler katıldı.

İlk Genel Kurulunu 26 Aralık 1954 tarihinde gerçekleştiren EMO’nun kuruluşunun 68.yılını mesleki ve toplumsal mücadelesini sürdürme kararlığı içinde kutlandığına dikkat çeken EMO Başkanı Şaban Tat ise, “EMO da 68 yıllık onurlu yürüyüşümüzün kilometre taşlarını ören değerlerimizi, kaybettiğimiz tüm arkadaşlarımızı saygıyla anıyorum.  Demokratik bir ortam olan genel kurulumuzda saygı çerçevesinde teknik, görüş ve ileriye dönük düşüncelerin konuşulması çok tabidir.

Bildiğiniz gibi Odamız EMO TMMOB’ne bağlı 6235 sayılı yasa ile kurulmuş, yasa, tüzük ve yönetmeliklerle yönetilmekte olan bir kamu kurumu vasfındadır. Ancak Özerk-Bağımsız bir kurum ve meslek odası özelliği ön plandadır.  Ayrıca herhangi bir siyasi yapının içinde olmayacağı gibi, kamu yararına çalışma niteliği çerçevesinde her zaman geniş halk kitlelerinin ve ülkenin yararına olan politikaları ön plana çıkarması ile bilinir.

Meslek odamızın kuruluş amaçlarından biriside ; Üyelerinin mesleki faaliyetlerini , mesleklerinin gereğini ve bu alandaki düzenlemeleri yapmaktır . EMO meslek kuruluşu olarak mesleği geliştirme hedefi ile mesleki etkinlikleri toplum yararına gerçekleştirmekte, bilim ve teknolojiyi üyelerine ve topluma sunmayı hedeflemektedir. Çalışma dönemi tek başına ve içinde bulunduğu tarihsel koşullardan bağımsız ele alınamaz ve alınmamalıdır” dedi.

Süreçte yaşananlar

Süreçle ilgili konuşan Tat, “Elazığ Sivrice’de 6,8 büyüklüğünde meydana gelen depremde Elazığ ve Malatya’da toplam 41 kişi hayatını kaybetti. Ardından, Van da yaşanan çığ felaketi (42 kişi hayatını kaybetti, 84 kişi yaralandı) Ülkede ilk Covid-19 vakaları görülmeye başladı ve ilk ölümler başladı. Giresun’da etkili olan yağış sele neden oldu ve ciddi zararlara neden oldu. İzmir’de 6,6 büyüklüğünde yaşanan depremde 117 kişi hayatını kaybetti ve 1032 kişi yaralandı.  Ülkede Covid-19  salgınının hızla artması ve kapanmaların başlaması,

Boğaziçi üniversitesi protestosu 49 ilde çıkan 299 orman yangınında 9 kişi hayatını kaybetti,

 Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki sel, su baskını ve heyelanlarda 82 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi yaralandı. Paris İklim Anlaşması, TBMM'de onaylandı Türksat 5B uydusu Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı. Ekonomik krizler başladı.  Dünyada özellikle bölgemizde çok önemli gelişmeler oluyor. Birçok şey değişiyor, dönüşüyor. Oyun kurucuların acımasızca hamlelerine – kuşatmalarına karşı güzel ve yalnız ülkem var olma mücadelesi veriyor.

Oyun kurucuların her türlü pis ve kirli oyunlarının içerisinde maalesef enerji politikalarındaki oyunlar önemli bir yer tutuyor. Bütün bu olumsuzluklara, zor şartlara karşı başta kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere değerlerimize sahip çıkmalıyız .Onun gösterdiği ülkü doğrultusunda   bir ve birlik olmalıyız. Bugünkü şartlar altında bu bir tercih değil bir zorunluluktur” diye konuştu.

Enerjinin önemi

‘EMO’nun asli unsuru olan bizler enerji politikalarına kayıtsız kalamayız’ diyen Şaban Tat, “Enerji talebinin ekonomik ve nüfus bakımından büyümeye paralel olarak sürekli arttığı büyüyen dünyada, enerji politikaları her geçen gün, dünden daha önemli olmaktadır.

Devletlerin enerji politikaları, ekonomi, sanayi, savunma ve hatta dış politikaları ile doğrudan bağlantılı olduğundan stratejik bir yaklaşımla oluşturulmalıdır. Enerji politikası her hükümet döneminde değişmemeli, orta ve uzun vadeli hedefleri ile bir devlet politikası olmalıdır.

Ülkemizin gelişmesi, kalkınması, büyümesi ve hatta bağımsızlığı açısından büyük önem taşıyan enerji politikasına odamızın/şubemizin yaklaşımı da hayati önem taşımaktadır. Ülkemizin enerjide ilk beş sorunu; arz güvenliği, dışa bağımlılık, elektrikte doğalgaza bağımlılık, pahalılık, enerji kullanımında verimsizlik olarak sıralanabilir.

Enerjinin yeterli, ekonomik ve kesintisiz olarak kullanıcıya ulaştırılması gerekmektedir. Ülkenin enerji ihtiyacının kesintisiz ve yeterli bir şekilde kaynak çeşitliliği sağlanarak; düşük maliyetle, güvenli ve çevreye duyarlı bir arz sistemi içinde karşılanmak suretiyle sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması esastır.  Enerji arz güvenliğini sağlamak için, enerji üretiminde rüzgâr, güneş, jeotermal, hidrojen ve biyokütle gibi yeni, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan azamî ölçüde yararlanılması gerekir.

Bu konuda ülke kaynaklarının bir an evvel harekete geçirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. En önemli enerji kaynaklarından olan elektriğin;  dağıtım ve kullanımında kayıp ve kaçaklar önlenmeli, kullanılan teknolojinin geliştirilmesine ve yeni bir santral kurulması ile eş anlamlı olan enerji tasarrufu konusunda tüketici bilinci oluşturulmalıdır. Yerli kaynaklar olan kömür ve kömür santralleri rehabilite edilmelidir. Yerli enerji teknolojileri sanayi kurulmalıdır.

Rüzgar türbinleri, Güneş panelleri-fotovoltaik piller ve hidrojen yakıt pilleri teknolojilerine yatırım yapılmalı özel sektör bu alanlara yönlendirilmelidir. Enerji herkes için en vazgeçilmez bir yaşam-insan hakkıdır. İnsanların enerjiye ulaşmasını temin etmek ise kamusal bir sorumluluktur. Planlı, merkezi ve milli bir enerji sektörünün oluşturulması sağlanmalı; bunun için planlama süreçlerine sektörde var olan emek ve meslek odalarının, bilimsel kurumların katılımı sağlanmalıdır” diye konuştu.

Yaptıklarımız

Yaptıkları çalışmalardan bahseden Şaban Tat, “Bu süreç içerisinde şubemiz, ‘Birçok kamu kurumu ile ilişkilerini üst düzeye getirmiş. Ortak bilgi akışları sağlanmıştır. Bölgemizde bulunan dağıtım şirketi ile gerekli temas ve görüşmeler neticesinde; enerji müsaadesi ve proje onay süreçleri ile ilgili sorunlar,  işletme sorumluluğunun önemi (her yıl zorunluluk yazılarının göndertilmesi) pandemi sürecinde işleyişin hızlandırılması sağlanmıştır.  Tabiî ki bunun yanında dağıtım şirketinin 2020 Aralık ayında proje onay ve kabullerinde alınan paraya karşı çıkılması.

Pandemi sürecinde her daim üyelerin yanında olunması ve her ihtiyaçlarının elimizden geldiğince sağlanması. Alo destek hattı, bütün evrakların e-mail yolu ile ulaştırılması, üyelerimize maske ve dezenfektan dağıtımlarını sağladık. Birçok firma ve misem eğitimlerini, komisyon toplantılarını interaktif bir şekilde sağladık. Pandemi ile birlikte odanın içerisinde yaşadığı ekonomik sıkıntılarda İş- Kur desteklerinin sonuna kadar kullanılmasını sağladık. Odamız rutin denetlemeleri yapılmış ve bu denetlemelerden övgü almıştır.

İlk, eşgüdüm ve kent konseyinde temsil edilmiş ve yaşadığımız şehrin sorunlarının çözümüne katkı sağlamıştır. Kadriye ve belek beach parkların imara açılması. Olimpos’ta yapılan imar çalışmalarına, Kırcami imar planlamasına, Düden çayında yaşanan kirliliğe, Manavgat gölgesinde yaşanan yangın sonrası bölgenin imara açılması Durumlarına karşı tepkisi göstermiştir. Bölgemizde yapılan enerex,eif fuarlarına katılım sağladık. Buralar da meslek alanımız ile ilgili oturumlara ev sahipliği yaptık. Birçok belediyede oda onayının aranmasını sağlattık. Birçok belediyede elektrik mühendisinin çalışmasına öncülük ettik.

Tabiî ki Türkiye’nin en büyük yangınını yaşadık, bu bölgeye de yardım elimizi uzatmayı unutmadık. İş arayan meslektaşlarımızın her zaman yanında oluk ve onların iş hayatına başlamalarına yardımcı olduk. EMO -genç pandemi sürecindeki en büyük sıkıntı staj sorunlarında yanlarında idik. Birçok alanda üyelerimizin faydalanması adına firmalarla indirim anlaşmaları gerçekleştirdik. Meslek odamızın siyaset üstü etik bir meslek kuruluşu olması yönünde emek sarf edilmelidir.

Elektrik Mühendisleri Odası bilgi birikimi, zengin deneyimi ve genç meslektaşlarımızın katkı ve katılımları ile geleceğine güvenle bakan sadece elektrik mühendisleri ile değil tüm alt meslek disiplinleri ile kucaklaşan aktif, üretken bir yönetim sergilemeli, TMMOB ile uyum içinde her türlü katkıyı koyarak birçok konuda kent ve ülke gündemini oluşturmalıdır. Genel Kurulumuzun başarılı bir şekilde ve bize yakışır bir olgunlukta, etik ve ahlaki kurallar içerisinde meslek odamız için güzel sonuçlar üreteceğine olan inancımı tekrar ifade ediyorum.Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.

Sarı: Kanayan yara

Muratpaşa Belediye Başkan Vekili Hüseyin Sarı,15. Genel Kurulun hayırlı olmasını dileyerek, “EMO Başkanımız konuşmasında Kırcami imar planlamasına eksikliliği olan konularda birlikte hareket etmemiz gerektiğini söyledi. Kırcami’de kamuoyu yoklaması yaptırdık. STK’larla birlikte hareket edip imarını tamamlayıp başkanımızın da belirttiği gibi eksikliklerini giderip Muratpaşa Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak 40 yıldır Antalya’nın kanayan yarası olan Kırcami’nin inşallah sizlerin de desteği ile başarır Antalyalılara armağan etmiş oluruz Genel Kurulun hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Pala: İşsizlik yoksulluk fakirlik

EMO Genel Başkanı Bülent Pala ise konuşmasında salgın ekonomik koşullar, işsizlik ve ülke gündemini değerlendirdi. Pala, “Her zaman olduğu gibi şube genel kurullarımızdan daha da güçlenerek çıkacağız ve önümüzdeki zorlu yeni dönemde mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz.Yönetime geldiğimizden bu yana ülkemiz gerek korona virüs salgının yarattığı ağır koşullar, gerekse uzun zamandır devam eden ekonomik krizin baskısı altında bulunmaktadır. Salgının olumsuz etkileri ekonomik krizin daha da şiddetlenmesine yol açmıştır.  Krizden en çok dar gelirli toplum kesimleri etkilenmiş, geçim kaynaklarını kaybetmişler, işsizlik ve yoksulluk rekor düzeylere tırmanmıştır.  

Toplumsal eşitsizlikler derinleşmiş, gelir dağılımındaki adaletsizlik sonucu en alt gelir dilimi ile üst gelir dilimi arasındaki uçurum devasa boyutlara ulaşmıştır. Yaşanan krizin gerçekliğini kavrama ve çözüm üretme becerisinden yoksun iktidar, her alanda olduğu gibi salgın döneminde de samimiyetten uzak politikalarını sürdürmüş ve “ne olursa olsun çarklar dönsün” anlayışıyla sermayeden yana tavır almıştır. Ayrıcalıklı sınıflar krizi fırsata çevirirken, koşulları giderek ağırlaşan yurttaşlar işsizlik, yoksulluk ve geçim sıkıntılarıyla boğuşmaktadır” dedi.

Salgın gerekçesiyle emekçilerin her türlü hak arayışı, mücadelesi ve meydanlara çıkması engellendiğini hatırlatan Pala, “Sorunlar ve taleplerin dile getirilmesine izin verilmemektedir. Bunalımdan çıkış olanağı sağlayacak bir politika ortaya koyamayan iktidar, salgını dahi baskı ve yasak politikalarına, antidemokratik uygulamalarına bahane etmiştir. En ufak muhalif çıkış ölçüsüz kaba kuvvetle sindirilmeye çalışılmaktadır. Oysa aynı yasaklar iktidar ve çevresi için asla geçerli değildir.Pandemi bile yandaş sermayenin karını artırmak için kullanılmıştır.

Geride bıraktığımız dönemde Kanal İstanbul Projesi için ilk ihale yapılmış, Mersin’de nükleer santral inşaatına devam edilmiş, Rize İkizdere’de doğayı katledecek taş ocağına izin verilmiştir.  TBMM tarafından onaylanarak yasalaşan uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede Cumhurbaşkanı kararıyla çekilme kararı alınabilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmek demek, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, cinayet, istismar ve tecavüzle mücadele etmekten vazgeçmek, şiddete uğrayanları güvenceden yoksun bırakmak anlamına gelmektedir. Bilinmelidir ki sözleşmenin gerekleri yerine getirmek yerine sözleşmeden çekilmeyi tercih eden siyasi iktidar bundan sonra kadınlar ve çocukları hedef alan tüm şiddet ve cinayetlerin de sorumlusudur” dedi.

‘İşsizlik toplumsal sorun oldu’

Ülkedeki işsizliğe değinen EMO Genel Başkanı Bülent Pala, “Bugün işsizlik en önemli toplumsal sorun haline gelmiş, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan yurttaşlar mecburen tüketici kredilerine yönelmiş ve hane halklarının borç yükü artmıştır. Yabancı para birimleri karşısında eriyen Türk lirası, tarihin en düşük değerlerine gerilemiştir. Elektrikten doğalgaza, gıdadan ulaşıma her alanda yapılan yüksek zamlar ve resmi açıklamalara göre yüzde 36, gerçekte ise çok daha yüksek rakamlarda olan enflasyon halkın belini bükmektedir.

Elektrik tariflerine Ocak 2022’den geçerli olmak üzere yapılan yüzde 50-125’a varan yüksek oranlardaki zamlar da iktidarın halkın gerçeklerinden ne kadar kopuk olduğunu ortaya koymaktadır. Enerjide özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile iddia edildiği gibi ucuz, kaliteli ve kesintisiz elektriğe ulaşım mümkün olmamış Türkiye pahalı bir karanlığa mahkûm edilmiştir. Kışın ortasında vatandaşlar soğuk ve yokluk arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır.

İthal kaynaklara bağımlılık yüksek seviyelerde seyretmekte, enerji tasarrufu ve verimlilik politikaları sadece söylemde kalmakta, yaşama geçirilememektedir. Yaz saati gibi çocukların, çalışanların karanlıkta yollara düşmesine neden olan ve daha fazla elektrik harcanmasına yol açan uygulamalarda ısrar edilirken, güya yapılan tasarruf ile ilgili bilimsel, ciddi hiçbir veri ortaya konulamamaktadır” diye konuştu.

TEİAŞ’ın  özelleştirme kapsamına alınması

‘Elektrik üretim ve dağıtımındaki özelleştirmelerin olumsuz sonuçları ortadayken şimdi sıra iletime gelmiş ve TEİAŞ da özelleştirme kapsamına alınmıştır’ diyen Pala, “ Bugüne kadar işletme verimliliği ve kalite artışı, maliyet ve kayıp-kaçakların düşürülmesi, arz güvenliğinin sağlanması gibi iddialarla yapılan özelleştirmeler tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır.

Son 20 yılda özelleştirilen elektrik üretim ve dağıtım sektörü bugün borç batağı içindedir. Şirketlerin kredi borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi nedeniyle enerji fiyatlarına zam üstüne zam yapılmakta, artışlar tüketicinin sırtındaki yükü her geçen gün daha da ağırlaştırmaktadır. Tüm bu gerçeklere rağmen TEİAŞ’ın da özelleştirilmeye çalışılması, bu alandaki rantın da yandaş çevrelere peşkeş çekilmek istendiğini göstermektedir. Ülke çıkarları, güvenlik ve geleceğimiz açısından çok önemli ve kritik bir kurum olan TEİAŞ’ın özelleştirilmesinden derhal vazgeçilmelidir” dedi.



BAŞKAN BAHAR: “PARAMIZIN İSTİKRARLI BİR SEYİR İZLEMESİNİ İSTİYORUZ”

BAŞKAN TAT; " YAZ SAATİNDE ESKİ SİSTEME DÖNÜLMELİ

Borsa İstanbul’da Gong Sur Tatil Evleri GYO için çaldı

SUR TATİL EVLERİ GYO’NUN HALKA ARZINA BÜYÜK İLGİ

Sur Yapı ‘Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka - Yılın Tüketici Markası’ Seçildi

EMO BAŞKANI TAT'TAN MAAŞ AÇIKLAMASI

SUR YAPI ANTALYA'DA TESLİMLER HIZ KESMİYOR

Trendyol Star Ödülleri’nin Eylül ayı sahipleri belli oldu

SUR YAPI TATİL EVLERİ ANTALYA'DA 4 MEVSİM TATİL

SUR YAPI ANTALYA'DA TESLİMLER TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR